Bu Blogda Ara

20 Şubat 2014 Perşembe

A Gentelman's Dignity (2012) - Haysiyet mi Kalır Adamda?


2012'nin 10 numara 5 yıldız dizilerinden biri tartışmasız (yani siz kendi aranızda tartışın isterseniz; ama benden uzak durun) A Gentelman's Dignity.

Çoğu seyirci bu diziyi Sex and the City'nin "namca" versiyonu olarak yorumladı; ben de katılıyorum - daha soft hali olduğu notunu düşerek...

Tee ortaokuldan bu yana dostluğun kitabını yazan, 40'lı yaşlarına taze adım atmış, BOF'tan hallice bir başka çiçek dörtlüdür namcalarımız. Birbirlerinin her zaafını, rezilliğini, meziyetlerini bilen; en ufak bir mimiklerinden ruhlarını okuyan ölümüne kankicanlardır. Artık hayatın farklı bir baharına girmiş, asıldıkları çıtır arkadaşlarının kızı çıkmaya başlamış, ileri yaş hastalıkları göz kırpmış olsa da çocuk kalmaktan hiç vazgeçmemişler ve fakat "Benim de bir ağırlığım var" aşamasına gelmişlerdir.

Bu noktada da elbette işin içine namcalarımızı yola getirecek hatun kişiler devreye girecektir.


Dizinin adı da cuk oturmuş. Olduklarını zannettikleri o vurdumduymaz, haysiyetini asla bir kenara bırakmaz, kafasına göre eğlenen, kimseyi takmaz adamların aşık olunca duvara toslayışları pek bir eğlenceli. 

Ayrıca böyle romantik bir karşılaşma sahnesini daha hiçbir dizide görmedim...


...ve aşık olduğunu bu kadar net ve durmadan ifade eden bir erkek karakteri de...


Her bölümün başında yer alan, namcalarımızın gençliklerinde ve günümüzde düştükleri komik hallerin ve onları dost yapan bazı kilit anların kısa hikayeleri de bir pilava tereyağı, enginara dereotu, çorbaya kıtır ekmek olmuş. Bunun yanında OST da beni benden aldı; bir dolaştırıp geri getirdi.

Spoiler vermeye gönlüm razı değil; o yüzden kısa tutuyorum;

İzlemeyen kalmasın!

Oyuncular (http://asianwiki.com'dan alıntıdır)


Gentleman's Dignity-Jang Dong-Gun.jpgGentleman's Dignity-Kim Ha-Neul.jpgGentleman's Dignity-Kim Su-Ro.jpgGentleman's Dignity-Kim Min-Jong.jpgGentleman's Dignity-Lee Jong-Hyuk.jpg
Jang Dong GunKim Ha NeulKim Su RoKim Min JongLee Jong Hyuk
Kim Do JinSeo Yi SooIm Tae SanChoi YoonLee Jung Rok
Gentleman's Dignity-Yoon Se-Ah.jpgGentleman's Dignity-Kim Jeong-Nan.jpgGentleman's Dignity-Yoon Jin-Yi.jpgGentleman's Dignity-Lee Jong-Hyun .jpg
Yoon Se AhKim Jung NanYoon Jin YiLee Jong Hyun
Hong Se RaPark Min SookIm MeariCollin





OST ( http://en.wikipedia.org'dan alıntıdır)

1. "My Heartache (가슴이 시린 게)" /  Lee Hyun
2. "High High" / Kim Tae Woo
3. "Love… What to Do (사랑… 어떡하나요)" / Yangpa
4. "Beautiful Words (아름다운 말)" / Jeon Geun-hwa
5. "Everyday" /  Park Eun-woo
6. "When I Look At You (널 보면 말이야)"  / Gyun Woo
7. "You Are Everywhere" / Big Baby Driver
8. "Spring I Love You Best" / Big Baby Driver
9. "High High (Bossa Nova Story)"
10. "My Heartache (Piano Ver.)"
11. "Love… What to Do (Inst.)"  
12. "O.S. Love"  
13. "You Are Everywhere (Guitar Story)"  
14. "Everyday (Comic Story)"
15. "Smile (Feat. Jay Kim)"  

15 Şubat 2014 Cumartesi

Master's Sun (2013)



So Ji Sub 2013'de bize harika bir sürpriz yaptı ve "Sizi bu kadar zaman yasa, kedere boğduğum, testi testi gözyaşları döktürdüğüm yeter" demiş olacak ki nihayet bir komediyle karşımıza çıkıverdi.

Hani bir dramda daha kafaya kurşun falan yeseydi üzüntüden topluca egzama olacaktık. Gerçi burda da bir gitti-geldi tabii; ama böyler şeyler So Ji Sub'luğun şanındandır diye hoş karşıladık.

Kısacası bu dizi SJS severler için nezleye teraflu, ağrıya majezik, kanayan yaraya batikon gibi geldi. Nihayet zengin, havalı, öz güveni tavan yapmış bir SJS gördük. Böyle janti takımları geçirmiş, yüksekten bakan, "Aha bak orda bir dağ var tam orda görüyo musun? İşte oralar ceenderme cenderme, hahah şakaydı, işte o dağı ben yarattım" modunda takılan bir SJS ve bu rol üzerine dikilmiş gibi oturmuştu.

Dizimize gelirsek...
Tae Gong Sil, öğrenim hayatında "Büyük Güneş" olarak anılan, her alanda başarılı, herkesin sevdiği, pırıl pırıl parlayan bir kızdır. Gel gör ki 7 yıl önce geçirdiği kazadan sonra hayatı zindana döner. 3 senelik uzun bir komanın ardından uyandığında artık hayaletleri görebilmektedir. Davranışları tuhaflaştığından insanlar ona deli gözüyle bakmaya başlar ve kızımız ne düzgün bir işe girebilir ne rahat bir uyku çekebilir. Böyle panda gözlerle gezinir durur.

Hayır hayaletler de ayrı bir öküz. Gayet normal de görünebildikleri halde, bir "Madem hayalet oldum o zaman neden çok pis korkunç olmayayım"cılık, bir Beetlejuicecilik, bir yırtık dondan atraksiyonlu fırlama merakı... Hiç zarafet yok yani; ne kadar ayıp! Sen hem kızdan yardım dilen, hem de kızı korkudan afedersiniz altına sıçırt. Buna rağmen Gong Sil gece gündüz demeden tırsım tırsım yardımlarına koşsun...


Yani halmoni, hiç yakışıyor mu sana?


Zavallı Gon Sil yavrum yine bir ex acummaya yardıma koşar. Kadere bak ki bu acumma Joo Joong Won'un golf sahası dikmek için evini satmaya zorladığı acuşinin ölmüş karısıdır. Adamcağız karısının hayaletinin orada olduğunu ve evin satılmasını istemediğini hissetmektedir; karısı bunu ona bir çiçek aracılığıyla anlatmaktadır. Tabi ki ruhsuz Joong Won bu düşünceye bi tarafıyla güler ve adamcağızın o kadar anlam yüklediği çiçeği kesiverir.


Kader dedim; ama aslında Gong Sil'i Joong Won'a gönderen ex acummamızdır. Joong Won "Yıldırım çarpacak he mi? Çarpamaz kii çarpamaz kii" modunda acuşiyle dalga geçince, acumma da "Yıldırımdan kaçabilir ama senden kaçabilecek mi bakalım" diye Tae Gong Sil'i onun yoluna çıkarır.


Gong Sil bu tesadüfle muhteşem bir şey keşfeder: Joong Won'a dokunduğu anda o çok korktuğu hayaletler ortadan kaybolmaktadır! Bu yüzden "Bir kerecik yanında uyuyayım nolur nolur noooooluur" diye adamın peşinde pervane olur. O da tabii Gong Sil'i zengin avcısı, kendisini tavlamaya çalışan paçozun teki zanneder. Nerden bilsin kızın yaşadıkları yüzünden utanmayı unuttuğunu, sadece bir kaç saatçik huzurlu uykuya ihtiyacı olduğunu?

Fakat Kingdom adlı koca bir AVM sahibi Joong Won'un gözü paradan başka şey görmemektedir, tek derdi işini daha çok büyütmek, daha çok kazanmaktır. Birilerine karşılıksız yardım etmek lugatında yoktur.


Gel gör ki Joong Won'un başında da öyle bir dert vardır ki, Gong Sil'i onun gözünde paradan kıymetli hale getirecektir. JJW, henüz çok gençken fidye için kaçırılmış ve kumpasa ortak olan ilk aşkı bu olayın sonunda mevta olmuştur. 


Yaşadıkları JJW'da öyle derin bir travma yaratmıştır ki, sadece hiç bir kadınla duygusal bağ kuramamakla kalmamış, artık Korece okuyamaz hale gelmiştir.

Gelme üstüme Hangul

Bu nedenle işin ardındaki sırrı keşfetmek adına Gong Sil'i "5 milyarlık" radar olarak yanına alır ve elbette ki bir süre sonra kalbine... :)

Bu diziyi izleyip de sevmeyene rastlamadım. Öyle zart diye nasıl olduğunu anlamadan, alt metni çizilmeden alevlenen bir aşk olmaması, böyle fantastik bir komediye güzel bir romantizm katmış. JJW'un TGS ile her bir macerada biraz daha insanlaşması; önceliklerinin değişmesi, kalbinin yumuşaması çok ayarında pişirilip sunulmuş. 

Ayrıca So Ji Sub... yok ben burada tutuldum; siz anlayın artık!!


Yazının buradan sonrası ***SPOILER*** içerebilir.

TGS'in her an bir hayaletle karşılaşmasından duyduğu korkuyla arsızca JJW'a yapışması, ırıspı kadınlar gibi paso "Seninle uyumak istiyorum" demesi de pek bir tatlı. Yapmadı da değil haspam :)


İkinci karakterlerde JJW'un babasının ajanı güvenlik şefi Kang Woo ve lisede TGS'in başarılarının gölgesinde kalan ve sonradan top star olan "küçük güneş" Tae Yi Ryung resmen döktürüyor.

Seo In Guk'a zaten Answer Me 1997'dan bu yana hastayız; burada da Tae Yi Ryung'u paso duvara yapıştırmalarıyla pek bir sevimli. 


Tae Yi Ryung da bu senenin dizi ödüllerinde en şeker ikinci kadın adaylığında başı çeker bence.
Sürekli reddedilip yılmaması ve her reddedilişte verdiği o şaşkın tepki beni çok eğlendirdi.


Yalnız hayaletlerin ordan burdan fırtlamasından çok şu ölü çöpçatanı acummadan tırstım; belirtmeden edemeyeceğim.


Tabi ki So Ji Sub'un ellerini kıpraştıra kıpraştıra "defol" demelerini es geçemeyiz; sizin için hepsi burada :)


Dizimiz kiss kiss kiss mutlu bir sonla bitti; fakat şöyle havalı bir düğün görememek Türk seyircileri elbette biraz hayal kırıklığına uğrattı.



Bu nedenle naçizane sizler adına senaristlere bir serzeniş hazırladım. ^^

Biz Türkler finalde düğün görmeyince tatmin olamıyoruz ey sevgili Koreli senaristler. "İkinci Bahar"da bile Türkan Şoray'la Şener Şener'in oğullarının pipisini görüp anca rahatladık. İlla esas kızı bir gelinlikle görmemiz lazım. Gelinliğin modelini inceliiceez, saçı başı nasıl olmuş değerlendiriceez. Bizim içimizde boş zamanlarında çekirdek çitleyip geleni geçeni seyreden, her çağrıldığı düğüne mutlaka gidip, çerez & limonata eşliğinde gelini ve oynayan kızları kesen, "Evladım benim torunun canı çekmiş, çocuktur, zaptedemiyom" diye garsondan ekstra pasta isteyen birer teyze yatıyor. Nasıl ki o teyze her zaman buda heykeli gibi pencerede sabit dururken, birinin torununu hırpaladığını duyduğu anda mevcut teknolojinin çözemediği bir şekilde olay mahalline ışınlanıyorsa, bir gün senaryonun son cümlesini yazıp "enter" tuşuna basmak üzereyken karşınızda bir güruh Türkü dikilir bulabilirsiniz. Ben uyarımı yapayım da; artık siz bilirsiniz.

Oyuncular (http://asianwiki.com'dan alıntıdır) :


The Master's Sun-So Ji-Sub.jpgThe Master's Sun-Kong Hyo-Jin.jpgThe Master's Sun-Seo In-Guk.jpgKim Yoo-Ri
So Ji SubKong Hyo JinSeo In GukKim Yoo Ri
Joo Joong Won (Master)Tae Kong Sil (Sun)Kang WooTae Yi Ryung
LMasters Sun-Choi Jung-Woo-2.jpgKim Mi-KyungMasters Sun-Lee Jong-Won-2.jpgMasters Sun-Jung Ka-Eun.jpg
LChoi Jung WooKim Mi KyungLee Jong WonJung Ka Eun
Joo Joong Won (young)Kim Gwi DoJoo Sung RanDo Seok ChulAn Jin Joo
Masters Sun-Park Hee-Von.jpgMasters Sun-Lee Jae-Won.jpgMasters Sun-Han Bo-Reum.jpgMasters Sun-Han Bo-Reum-Hanna.jpgMasters Sun-Hwang Sun-Hee.jpg
Park Hee VonLee Jae WonHan Bo ReumHan Bo ReumHwang Sun Hee
Tae Kong RiLee Han JooCha Hee JooHannaHanna






OST (yeppudaa.com'dan alıntıdır) :

- CD 1 -
01. Touch Love
02. 미치게 만들어
03. 겁도 없이
04. 낮과 밤
05. 너와 나
06. All About
07. Last One (Feat. 주석)
08. Mystery
09. Touch Love (Inst.)
10. 미치게 만들어 (Inst.)
11. 겁도 없이 (Inst.)
12. 낮과 밤 (Inst.)
13. 너와 나 (Inst.)
14. All About (Inst.)
15. Last One (Inst.)
16. Mystery (Inst.)

- CD 2 -
01. Joogoon’s Sun
02. Who Are U (Ending Rock Guitar Ver.) (Feat. Guitar 이병호)
03. Out Of The Ghost
04. Ghost Eyes
05. This Is Me
06. Enjoy Party
07. In Memories
08. Tears In Rain
09. Candy Love (Touch Love Guitar Ver.)
10. Love Connection
11. Ghost Tango
12. Empty Garden
13. 출입금지 (Keep Out)
14. Dangerous Zone (Opening Title)
15. Painful Memory
16. Ghost Presents
17. Love Is Like A Picture
18. Feather Kiss
19. White Flower
20. Ghost World
21. Foolish Spy
22. Dirty Hands
23. Sad Wave
24. Water In The Sky
25. Like A Mosquito
26. Making Shadow
27. High Jump
28. Lake Wave







29 Ocak 2014 Çarşamba

Yukgaejang - Acılı Sebzeli Et Çorbası (육개장)

Şu son grip salgınından nasibimi almış olduğumdan gecem gündüzüm birbirine karıştı. Bu yüzden de sabahın 06:00'sında uykum kaçınca boş durmayayım, bir yemek daha paylaşayım dedim.

Acıya bayılan biri olarak, bu çorbayı böööyle burnumu çeke çeke, gözlerim yaşara yaşara yemekten büyük zevk alırım :) Özellikle biraz üşüttüysem bana çok iyi gelir.
Hemen malzemeleri vereyim (4 kişi için):


200 gr kuşbaşı doğranmış dana eti
1 adet kabak
1 adet kuru soğan
1 adet orta boy patates
1 yemek kaşığı gochujang (Acı Kore biber ezmesi)
1 yemek kaşığı dwenjang (Soya ezmesi)
2 yemek kaşığı soya sosu
5 diş sarımsak
2 yemek kaşığı susam yağı

Yukarıdaki malzemeler yeterli; ancak ben bu yemeğe yakıştırdığım için aşağıdakileri de kullandım:

1 kase soya filizi (5 dakika kaynar suda kapak açılmadan haşlanmış)
1/2 beyaz turp
100 gr kadar tofu
2 dal yeşil soğan

Soğanı, kabağı, patatesi ve turpu iri küpler halinde doğrayın.


Eti dövülmüş sarımsaklarla beraber 2 kaşık susam yağında pişene kadar kavurun.


Ardından gochujang ve dwenjangı ekleyerek 10 saniye kadar şöyle bir çevirin. (Ateş çok harlı olmasın ki biber ezmesini yakmayalım)


6 bardak kadar soğuk su ilave edin. (Yoğunluğa göre sonradan biraz daha su ekleyebilirsiniz)
Hemen ardından patatesleri çorbaya atın (Pişmesi diğer malzemelerden uzun sürdüğü için).
Çorba kaynayınca kalan sebzeleri ve -isteğe göre- tofuyu ilave edin.
2 kaşık soya sosunu da ekleyip karıştırın.
Size tavsiyem, tuzunu damak zevkinize göre ayarlayabilmek için soya sosu koymadan önce bir çorbanın tadına bakmanız. Çünkü soya ezmesi zaten tuzludur ve sos da eklenince bazılarınızın hoşuna gitmeyebilir. İsteğe göre tuz da kullanabilirsiniz.

Sebzeler pişene kadar kaynatmaya devam edin.

Ben yeşil soğanları süslemek için kullandım.
Biraz da susam serptim.


(İsterseniz mantar, ıspanak, pazı gibi sebzeler de kullanabilirsiniz. Bu durumda mantarı sebzelerle birlikte, pazı ve ıspanağı da çorbayı ateşten almadan yaklaşık 3 dakika kadar önce ekleyin)

Afiyetler olsun, acıdan biraz terleyin anacım; bu soğuklarda iyi gelir ter atmak :)

Worlds Within - The World That They Live In (2008) - Drama İçinde Drama...



"Şimdi yanımda olan arkadaşım, bir anda düşmanıma dönüşebilir.
Bir düşman açıkça düşmanın olduğu zaman o kadar da tehlikeli değildir.
Fakat o kişinin düşmanın mı yoksa arkadaşın mı olduğuna karar veremediğin zaman vaziyet korkunç olur.
Artık birbirimize ihtiyacımız olmadığı zaman nasıl birbirimizle geçinebiliriz?
Bunun farkına vardığımız zaman, çoktan profesyonel olmuştuk."

Uyarı levhasını gördünüz arkadaşlar. Bu yazı son derece uzundur ve aşırı dozda spoiler içerir. Hatta ben bu yazıyı kendim için yazdım; o kadar yani. Manyak olduğum için açıp açıp okuyacağım; öyle delisiyim ben bu dizinin. O yüzden geç olmadan "çarpı"yı tıklayıp kaçın derim.

Dramalar ve gerçek hayat arasındaki paralellik üzerine bir dizi...

Bu dizinin kötü bir karakteri, entrikalar çeviren psikopatları yok. Bu dizide hatalar yapan, o hataların sonuçlarıyla yüzleşen, bazen doğru bazen yanlış kararlar veren insanlar var; tıpkı gerçek hayattaki gibi.


Diyaloglar çok gerçekçi ve özenli yazılmış. Karakterler sanki Seoul'e gitsek kaldırımda çarpışabilirmişiz gibi doğal ve harika analiz edilmiş: Hepsinin kendine has bir kişiliği var; tavırları, tepkileri ayrı ayrı çalışılmış belli.


Bu yüzden diziyi izlerken seçimlerinin sebeplerini çok iyi anlayabildim; "Evet, onun yerinde ben olsam böyle yapardım" dedim sürekli. Hiç bir yerinde bana "Dur bir sıkıntı yaratalım da karakterleri salya sümük edelim, finalde toparlarız" hissi vermedi. Üzüntüleri, bazı durumlar karşısındaki basiretsizlikleri, kavgaları, ayrılıkları, barışmaları hep insaniydi. Yan hikayeler de hep içtendi ve hiç sıkmadı.

Bir tür drama içinde dramayla karşı karşıyayız -ki ben bu sahte gerçekliği yaratan diğer sahte gerçeklik kurgularına bayılırım. Her gün rahat koltuklarımızda izlediğimiz dizileri çeken yönetmenler, yapımcılar, senaristler, oyuncular, set çalışanları üzerine kurgulanmış bir yapım: Yoğun bir tempoda sürekli "pali pali" diye koşuştururken özel hayatlarında kurmaya çalıştıkları denge üzerine...

Dizi, içinde bulundukları dünyayı bize Joo Joon Young ve Jung Ji Oh'un bakış açılarıyla, dış ses kullanılarak onlara has yorumlama biçimleriyle anlatıyor. Bu da bize karakterle empati kurabilme imkanı sağılıyor.



Joo Joon Young ve Ji Oh bir tv kanalında drama yönetmeni olarak çalışmaktadırlar. Aslında hukukları taa öğrencilik yıllarına dayanır; üniversitede 6 aylık bir ilişkileri olmuştur ve sebebini onların da tam anlayamadığı bir şekilde ayrılmışlardır.


Joon Young, birazcık kadın olmasının da getirdiği bir rüştünü ispat etme derdiyle titiz ve detaycı bir yönetmendir, her sahne en iyi şekilde çekilsin ister. Bu nedenle Ji Oh'un dizisinde 2. yönetmen olarak çalışırken istemeden bir kazaya bile sebep olur. Olaylara bakışı direkttir ve bazen düşünmeden konuşur. Bu olayda da kendisini haksız görmediğini söylemesi onların "Zaten senden bu yüzden ayrılmıştım" muhabbetlerine girmelerine zemin hazırlar.


Hatun bir küs bir barışık olduğu sevgilisiyle tekrar birleşme sürecindedir; ama onun ilişkisine ayıracak vaktinin olmaması erkek arkadaşıyla yollarının ayrılmasına neden olur.


Adem kişiler Joon Young'a "Öküzsün kızım sen, düşüncesizsin, hemen başka adam buluyosun, duygusuzsun" minvalinde çıkarımlar yapsa da aslında her şeyi fazlasıyla kafaya takan, son derece hassas bir kadındır. "Tamam, ben hatalıydım" der sonra birden "Bir dakka yaa neden ben hatalıymışım, sen de böyle böyle dedin, açıkla o zaman bir bana" diye çıkışlar yapar. Gizlisi saklısı yoktur; yaşadıklarında ve hissettiklerinde hep dürüsttür ve söylenilenleri mutlaka sorgular. Bu haliyle öyle canlı geldi ki bana; ekrandan çıkıp elinde kadehiyle kanepeme kurulacak gibi hissettim.


Ji Oh, üniversitede uzun süreli bir ilişki yaşadığı, şu an boşanma sürecindeki ilk aşkıyla yeniden birliktedir.Aynı zamanda geçmişte Joon Young'la çıkmadan önceki sevgilisidir kendisi ve o zamanlar Joon Young'la ayrılmalarını da tetiklemiştir.

Joon Young'un bu ilişkiyi eleştirme şekli ve Ji Oh'un verdiği tepki:




Ji Oh ekibine her zaman değer veren, gönül almayı bilen, set çalışanlarınca sevilen bir yönetmendir. Her zaman girişken, sosyal ve neşeli görünür. Gerçekte çok utangaç ve içine kapanıktır; insanları üzmekten, kırmaktan, kaybetmekten, onlara zarar vermekten ölümüne korkar. Taşralı bir ailenin annesine çok düşkün oğludur. Babasının annesine yaptığı öküzlüklere sinir olur; annesinin buna rağmen kocasına olan aşkına anlam veremez.


Artık Ji Oh ve Joon Young için tekrar "action" deme zamanıdır. Bakalım bu sefer birbirlerini olgunlukla anlayıp bu ilişkinin hakkını verebilecekler midir?


Kim Min Chul (kanal şefi) Hulusi Kentmen'in Kore versiyonu gibi bir adam :) hem de Jung Ji Oh henüz ilk yapımını çeken gencecik bir yönetmenken onu korumak için karakolda mafyanın önünde diz çökecek kadar -ki bu olayın ardından manevi baba-oğul gibi olmuşlardır.



Böyle kimin eli kimin cebinde bir ortamda elbette dedikodular da kaçınılmazdır. Ekip Kim Min Chul ile oyuncu Yoon Young'un geçmişteki skandallarının dedikodusunu yaparken gösterilen parodiye tek kelimeyle bayıldım.


Min Chul'ün de hikayesi ayrı bir dramatik; Yoon Young'a aşkından karısı ve bebeğini terk eder, ancak birlikte kaçacakları gün televizyonda Yoon Young'un nişanlandığını duyurmasını izlemek durumunda kalır. Boşanıp yalnız bir hayat yaşamaya başlar ve sonuna kadar Yoon Young'u sevmeye devam eder.

Herkes bu dramda Yoon Young'u suçlu bulsa da Kyu Ho'nun yorumuyla olaya farklı bir açıdan bakarız:


Kyu Ho haklıdır; aslında Yoon Young'un o kıpır kıpır, daldan dala konan görüntüsünün altında kırılgan, şefkatli bir kadın yatmaktadır. 


Dizide hayran kaldığım şeylerden biri işte bu: Genel bir yargıya varıp tam o kişiye notumuzu vermişken, "ama bir de böyle değerlendirsek nasıl olur?" diyerek bizi empatiye davet etmesi.


Yang Soo Kyung da eğlenceli bir yan hikaye sunar bize. "Dizi çekmekte ne var ki? Oğlan bunu yapar, kız onu der, böyle böyle olur" diye işi küçümser, burnu bir karış havada gezer. Saygıdan, sorumluluktan eser yoktur elemanda. Bu yüzden ortamın tornasından birrr güzel geçmesi gerekir.

Örneğin Kyu Ho "Madem çok biliyosun, al bu sahneyi sen çek de gör ebeninkini" şeklinde seti bizimkine bırakıp gidince mal gibi kalır bu:)

Herkesin yaşına ve tecrübesine hürmetinden "öğretmenim" diye hitap ettiği usta oyuncu Oh Min Sook'la hıyar gibi senli benli konuşunca kadın buna takar tabii. Okuma provasından kovmaktan tutun, özel şoförü gibi kullanmaya kadar Soo Kyung'u adam etmek için etmediğini bırakmaz.



Elbette ki sonunda pamuk şeker gibi olur araları...


Çekim süreçlerinde düzgün yiyemeyip uyuyamadığından aylarca adet olamayan, kız olduğunu hatırlamak için uyurken sevimli başlıklar takan yönetmen asistanı Min Hee de karşısındaki kim olursa olsun düşündüğünü pat diye söyleyen erkek fatma olarak çok başarılıydı. 



Soo Kyung'u da aralarda iyi haşladı hani (Gerçi lafını geçirmediği kimse kaldı mı hatırlamıyorum).

Yaa yaa Soo Kyung, sen sette artizlenirken yönetmenler yorgunluktan seruma bağlamış, adam ol bi:)


Yüksek reytinglerin kralı dahi yönetmenimiz Son Kyu Ho da kendini beğenmiş tavırları yüzünden herkesin gıcık olduğu bir tiptir. Özellikle en zorlu zamanlarda bile (örneğin senaristin kaçtığı ve elde çekilecek senaryo kalmadığı) sürekli gülüp işine devam edebilmesi kıl eder insanları.  Aslında bir politikacı çocuğu olarak yalanlarla bezeli bir hayatı vardır. 


Yeni projesinde aktris olabilmek için yakasına yapışan Jang Hae Jin bu hayata taze bir ışık olacaktır. Asla vazgeçmez kızımız; tam bir "stalker"dır yani :)


Rolü alabilmek için adam işerken erkekler tuvaletine mi dalmaz, karşısına taksi şoförü olarak mı çıkmaz, rüşvet vermeye mi kalkmaz... Sonunda kapar ama baş rolü ve tabi bir de yönetmenin kalbini.^^



Hakkını verir ama rolün, büyüklerinin öğütlerini dikkate alır, çok çalışır ve sonunda hayalleri gerçek olur.


Başta da belirttiğim gibi Joon Young'da bir kendini kanıtlama çabası vardır; bu yüzden sürekli yönetmen benim triplerine girer. Karşısındaki kişiler onu ciddiye almıyor diye atarlanır durur. Halbuki herkesin kendine göre nedenleri vardır; sakince oturup çözmeye çalışsa ortada problem diye bir şey kalmayacaktır. Ji Oh'un da rehberlik etmesiyle zaman içinde anlayacaktır bunu.

Mesela Joon Young ile Yoon Young'un yönetmen-oyuncu çekişmesi; insanları nasıl ön yargıyla değerlendirdiğimizi gösterir bize. Joon Young'un onu yönetmen olarak küçümsediğini düşündüğü aktris annesini kaybettiği en acı gününde, sırf set aksamasın diye yatak sahnesi çekimine devam eder.



Aynı şekilde senarist Lee Seo Woo'yla da oyuncu seçimi konusunda gerilim yaşar. Seo Woo "Şu oyuncuları düşündüm" deyince "Nasıl yönetmenin yerine oyuncuya karar verir, bana nasıl emreder?" diye ayar olur. Oysa ki Se Woo sadece fikrini beyan etmiştir. Oturup güzel güzel tartışmak yeterlidir.



Kameramanı da çıldırtır öküz kızımız. Defalarca tekrar almaktan adamcağızın kolları kopar. Bu da gene aynı modda "Ben kadın yönetmenim diye herkes seti nasıl idare edeceğimi izliyor, sen milletin önünde sette bana trip atıyorsun" şeklinde carlar kameramana. Halbuki adamın tek derdi bir "lütfen", bir "teşekkür ederim", bir "özür dilerim" duymak, insan yerine konmaktır.


Böyle toslaya toslaya insanlık öğrenecektir Joon Young.

Ji Oh da her ne kadar dünyanın en rahat adamı gibi görünse de ailesinin sosyal statüsünden dolayı Joon Young'a karşı kendini ezik hisseder. Joon Young'un annesi de bu durumu "Şu bina komple benim" laflarıyla tetiklemiştir. Aslında kadın sadece kızını ağırdan satmaktadır, Ji Oh'a gerçekten bayılmıştır.



Yaşadığı bu durumu Seo Woo'yla senaryo üzerine çalışırken ne güzel açıklar adamımız: "Hadi kızın ailesiyle tanışırken ona özgüven verelim"...



Ji Oh'un başına üst üste gelen aksilikler, maddi sıkıntılar, o bana çok fazla düşüncesi sonunda Ji Oh'un ilişkiyi bitirmesine neden olur. O kadar gerçek, o kadar naif bir ayrılıktır ki bu; çektikleri acı ve buna rağmen günlük hayata devam etme çabası öyle yalın bir şekilde sunulmuştur ki sanki en yakın arkadaşınız bunları yaşıyormuş hissine kapılırsınız (bana öyle oldu).


Bugüne kadar hiç gerçek dostluklar kuramamış soğuk nevale Joon Young, arkadaşlığın nasıl bir şey olduğunu öğrenecektir...


...ve en zor zamanlarında tek başına dik durmaya çalışmaktansa acısını dostlarıyla paylaşmanın ne kadar huzur verici olduğunu...


Ji Oh'un da öğrenmesi gereken şeyler vardır: O an aşılmaz gibi görünen sorunların, bir gün çok basit görünebileceği ve hiç bir şeyin aşkından vazgeçmek için haklı bir neden olamayacağı gibi...


Dizide hoşuma giden diğer bölümlere gelirsek...

Yönetmenlerin, çekim mekanı için keşif yaparken kafalarında sahneleri canlandırmaları çok hoştu mesela. Boş bir çıkmaz sokakta hayalindeki bir dövüşe "cut!" diyen Joon Young, çorak bir tepeyi başrollerin yeşillikler ve çiçekler içinde koşturduğu cennetvari bir çimenlik olarak gören Kyu Ho; sonra elemanların deli gibi çiçek dikmekle uğraşmaları...:)



Peki ya  Ji Oh'un Joon Young ile aşk hayatına paralel olarak kafasında canlandırdığı senaryoya ne demeli? Playboy triplerinde artiz bir Ji Oh ve saftirik, hanım hanımcık bir Joon Young.^^



Birlikte geçirdikleri ilk gecenin ardından Jin Oh'un nasıl davranacağını bilemediğinden yataktan çıkmak istememesi, Joon Young'un rahat tavırları karşısında şaşkına dönmesi çok sevimliydi. Sonradan öğreniriz ki aslında Joon Young o kadar utanmıştır ki, çenesine vurmuştur; böyle davranarak özgüveni yerinde bir kadın gibi görünmeye çalışmıştır.


Artık yaşlanmış olan bir zamanların efsane yıldızlarının, gençlerle aynı koşullarda çalışmak zorunda olmaları...


Reyting kralı dahi yönetmen Kyu Ho'nun kafasının nasıl işlediğini anladığımız sahne... "Aşık bir adam, ölmek üzere olan sevdiğini hiç arkasında taşır mı? Elbette ki kollarına alacaktır. Senarist bunu düşünememişse yönetmenin işi düzeltmektir"...


...ve elbette ki çekimler yüzünden görüşemediği Joon Young'un hasretine dayanamayan Ji Oh'un gizlice kızlar yatakhanesine sızması ve Min Hee'ye basılmaları. Hyun Bin'in yüzündeki o ifade için kaç defa geri alıp alıp izledim :)


Son olarak da aşağıda gördüğünüz, benim bir Kore yapımında rastladığım en tatlı öpüşme sahnesi...




Evet, en başta demiştim çok uzun bir yazı olacak diye.
Bu tanıtımı buraya kadar okuyan olduysa "wRlDsWtHn" yazıp 3441'e göndersin ve chopstick seti kazanma şansını yakalasın assjsgdf :)

Şaka bir yana, bir daha bu kadar uzun bir tanıtımı sanırım bünyem kaldırmayacak. Okuduysanız gerçekten teşekkürler.

Sevgiyle kalın...


"Dramalar anlaşmazlıklar üzerine kuruludur...
bir drama anlaşmazlık olmadan var olamaz ve olmamalıdır da.
Anlaşmazlığa neden ol ve bu anlaşmazlığa çözüm bulmaya çalış
bir dramanın esası işte bu.
Drama departmanına katıldığımda sık sık duyduğum başka bir şey ise şuydu:
drama hayattır.
Ama bu noktada drama ile gerçek hayat arasındaki farkı görebiliyorum;
bir dramada anlaşmazlık olduğu zaman yönetmen heyecanlanır.
Her anlaşmazlığın sonunda bir uzlaşma vardır.
Sadece sen anlaşmazlık yaratırsan ortadaki mücadele önem taşımaz.
Ama gerçek hayatta, hazır bir uzlaşmadan ziyade
her yerde seni bekleyen yeni anlaşmazlıklar vardır."



Oyuncular (http://asianwiki.com'dan alıntıdır)


Worlds Within-Song Hye-Ko.jpgWorlds Within-Hyun-Bin.jpg
Song Hye KyoHyun Bin
Joo Joon YoungJung Ji Oh
Worlds Within-Eom Ki-Jun.jpgWorlds Within-Bae Chong-Ok.jpgWorlds Within-Kim Kap-Su.jpgWorlds Within-Kim Yeo-Jin.jpg
Uhm Ki JoonBae Chong OgKim Kap SooKim Yeo Jin
Son Kyu HoYoon YoungKim Min ChulLee Seo Woo
Worlds Within-Lee Da-In.jpgWorlds Within-Pan Yoo-Geol.jpgWorlds Within-Seo Hyo-Lim.jpgWorlds Within-Kim Chang-Wan.jpgWorlds Within-Daniel Choi.jpg
Lee Da InPan Yoo GeolSeo Hyo LimKim Chang WanDaniel Choi
Kim Min HeeChul YiJang Hae JinPark Hyun SeobYang Soo Kyung

OST (http://www.korea-fans.com'dan alıntıdır)